Sevgilinin Dikeni

Mecnun bir gün fırsatını bulup, Leyla’yla yalnız kalmıştı. Leyla,

‘Ey aşık’ dedi, ‘neyin varsa getir’

Mecnun,

‘Ey ayyüzlü’ dedi, ‘senin aşkınla ne suyum kaldı ne kuyum. Ne ciğerlerimde biraz su kaldı benim, ne geceleri gözüme uyku giriyor. Aşkın aklımı aldı, şimdi bir tek canım kaldı, senden bir emir bekliyorum. Canımı istersen hemencecik veririm onu’

Leyla dedi ki,

‘ey yiğit, ben senden bunu ne zaman istersem alırım, başka neyin var?’

Mecnun Leyla’ya bir iğne verdi,

‘iki dünyada şimdi malım mülküm ancak bu’ dedi, ‘ bütün varlık aleminde sahip olduğum şey bu, bundan başka elim boş, hiçbir şeyim yok. Bu iğneyi de şunun için yanımda taşıyorum, çölde ovada çok düşüyorum, ah gönlümü alan, seni izlerken düşüyorum, gül gibi benim de ayağıma diken batıyor, bu dikeni bu iğneyle çıkarıyorum’

O zaman Leyla Mecnun’a dedi ki,

‘Şimdiye kadar ben de onu arıyordum. Aşkın gerçekse bu iğne nasıl layık oluyor sana? Ah darmadağın coşkun aşık. Beni ararken ayağına diken batarsa, o dikeni iğneyle çıkarmak doğru olamaz, çıkarırsan vefasızlık olur. Bir diken ki bu kadar olgunluğa sahip, daima yolunun çavuşluğunu ediyor. Onu iğneyle çıkarmak yazıktır. Sana gönül kanını içmekten başka bir şey doğru olamaz. Ayağına bizim yolumuzda diken batarsa sen onu, elbisene takılmış bir gül bilmelisin. Bu işte gül fidanından aşağı mısın ki gül elde etmek için bir yıl dikene sabrediyor. Leyla’nın aşkıyla ayağına batan diken, başkalarından armağan edeceği yüzlerce gül demetinden iyidir’

Check Also

Üzüm Kavgası Mesneviden Hikayeler

https://www.youtube.com/watch?v=dYvBMaq2gN8