Hastalıktan perişan olmuş bir adam doktora gitti. Hasta doktora, ”Nabzıma bak da derdimi anla” dedi. Doktor hastanın nabzına baktı, kalbini dinledi, iyice muayene etti. Hastanın ölümünün yakın olduğuna karar verdi. Hiç ümit yoktu. Hastaya, ”Sana ne ilâç gerekir ne de perhiz. Gönlün ne istiyorsa onu yaparsan, hastalığın iyileşir” dedi.
Hasta, doktorun tavsiyesine sevindi. Ferahlamak için ırmak kenarına gezinti yapmaya gitti. Irmak kenarında bir sûfî de oturmuş, elini yüzünü yıkıyordu. Çok güzel bir ensesi vardı. İçine, o güzel enseye bir sille vurmak isteği düştü.
Doktor da gönlüne geleni yapmazsan, derdin artar demişti. Silleyi indirmezse dertlenecekti. Sûfînin yanına yaklaşıp, ”yâ Allah” diye bir nâra atarak tokatı patlattığında, şırrak diye bir ses ortalığı inletti.
Sûfî kızgınlıkla yerinden fırladı. ”Ahlâksız adam! Ben sana ne yaptım?” deyip, o da bir tokat aşkedeceği zaman, baktı ki adam ayakta zor duruyor. Vursa elinde kalacak. ”Yâ sabır” diyerek kısas yapmaktan vazgeçti. Yakasından tutup, doğru hâkimin huzuruna götürdü.
Davasını anlatıp, şikâyetçi olduğunu söyledi. Hâkim, adamın hasta haline acıdı. Fazla ceza vermek istemedi. Hasta adama sordu: ”Yanında ne kadar paran var?” Hasta, ”6 kuruştan başka bir şeyim yok” dedi. Hâkim, ”O paranın 3 kuruşunu kendine ayır, 3 kuruşunu da senden şikâyetçi olan sûfîye ver” diyerek hükmünü verdi.
O sırada hasta adamın gözü, hâkimin ensesine kaydı. Hâkimin ensesi, sûfîninkinden daha da güzeldi. ”Enseye sille vurmanın cezası da azmış” diyerek, hâkimin yanına yaklaştı. Kulağına bir şey söyleyecekmiş gibi yaparak, okkalı bir silleyi de hâkimin ensesine yerleştirdi.
Öfkeyle yerinden kalan hâkime, ”Al şu 6 kuruşu, aranızda bölüşün. Ben gidiyorum” dedi. Hâkim, ”Buraya gel, seninle daha işimiz bitmedi” deyince, hasta adam, ”Hakim bey! Şüphe yok ki senin verdiğin bütün hükümler adalete göredir. Olaylara ve kişilere göre değişmez. Hükmünde yanlışlık, haksızlık olmaz” dedi. Hâkim, ”Bu da bize kaderin sillesi” diyerek adamı serbest bıraktı.
***
Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi, kardeşine de yapma. Başkası için kazdığın kuyuya, kendinin de düşebileceğini unutma…