Mecnun ve Devesi

Mecnûn, Leylâ’sının köyüne gitmek için dişi bir deveye bindi. Bir süre yol aldılar. Mecnûn’un bütün derdi, sevgilisinin köyüne bir an önce ulaşmaktı. Dişi deve ise geride bıraktığı yavrularını düşünüyordu. Onun da tek derdi, bir an önce geriye dönüp yavrusuna kavuşmaktı.

Mecnûn bir an dalıp gittiğinde deve geriye döner, köye yavrularına kavuşmak için koşmaktaydı.Mecnûn kendine geldiğinde, devenin yönünü tekrar Leylâ’nın köyüne doğru çevirirdi.

Bu yolculuk iki-üç gün böyle, iki ileri bir geri devam etti. Mecnûn yıllardır yollardaymış gibi şaşırıp kalmıştı. Baktı ki bu yol böyle bitmeyecek, devesinden indi ve, ”Ey deve! İkimiz de âşığız, ama sevdiklerimiz farklı yerlerde. Biz birbirimizle yol arkadaşlığı yapamayız. Beraberliğimiz ikimizi de hedefe ulaştırmayacak. En doğrusu biz yollarımızı ayıralım” dedi ve deveyi serbest bıraktı.

***

Bu hikâyede Mecnûn insan ruhunu temsil eder. Ruh rabbine âşık olduğundan ona doğru gitmek ister. Fakat nefis devesi ona devamlı engel olur. Deve maddî arzuların peşinden koşan nefsin sembolüdür.

Check Also

Üzüm Kavgası Mesneviden Hikayeler

https://www.youtube.com/watch?v=dYvBMaq2gN8